Milli savunma endüstrisi tarafından üretilen teknolojik eserler SAHA Expo Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı’nda sergileniyor. SAHA Expo’nun açılış merasiminde konuşan Savunma Sanayi Lideri Prof. Dr. İsmail Demir, Türkiye’nin yürüttüğü savunma projeleri sayısının 750’yi aştığını açıkladı. Demir, savunma projelerinin ekonomik büyüklüğünün ise 60 milyar doları geçtiğini belirtti.
SAHA EXPO’nun her geçen yıl artan iştirakiyle dala değerli geri dönüşler sağlamış olup, evvelki yıllarda birçok memleketler arası muahedeler imzalanmasına ve birbirini tanımayan firmaların tanışmasına imkân sağladığını söyleyen Demir, “Fuarımız her geçen gün büyüyerek dünyada düzenlenen en değerli savunma sanayii fuarlarından biri olma yolunda kıymetli bir yol kat etmiştir. Bu süreçte her daim güçlü irade ve liderliğiyle katkılarını bizden esirgemeyen ve fuarımızın daha güzel noktalara gelmesi için Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleşmesine imkan sağlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı arz ediyorum. Başkanlığımız, muhtaçlık makamlarımız, vakıf ve özel firmalarımız, ’lerimiz, bakım ve tamir merkezlerimiz, kümelenmelerimiz, üniversitelerimiz, araştırma kurumlarımız, bir aile üzere daima birlikte Savunma Sanayimizi geliştirmek için yıllarca çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz” dedi.
“TOPLAM PROJE BÜYÜKLÜĞÜ 60 MİLYAR DOLARI AŞTI”
Türkiye’nin savunma sanayi projeleriyle ilgili bilgi veren Demir, “Savunma sanayiinde tüm süreçleri, gündemi ve muhtaçlıkları, klasik algı ve işleyişin ötesinde kapsamlı bir alanda, stratejik perspektifle ele alıyor ve çalışmalarımızı bu minvalde belirliyoruz. Bugün geldiğimiz duruma bakarsak; Ülkemizin yürüttüğü savunma projesi sayısı, 750’yi geçti. Bu projelerin yaklaşık yarısını son 6-7 yılda başlattık savunma projelerimizin büyüklüğü 60 Milyar Doların üzerine çıktı” diye konuştu.
YILSONU CİRO AMACI 4 MİLYAR DOLAR
Demir, savunma sanayiinde faaliyet gösteren firma sayısının 1600’ün üzerine çıktığını ve cirosunun 10 milyar doları aştığını açıklayarak, “2021 yılı itibariyle 3 milyar 224 milyon dolarla tarihin en yüksek ihracat sayısına ulaştık. İnşallah bu yılsonunda 4 milyar doları geçeceğini düşünüyorum. AR-GE’ye ayrılan bütçe yıllık 1.5 milyar doları geçti. Kara ve deniz araçlarında yalnızca kendimizin değil, dost ve müttefik ülkelerin de gereksinimlerini karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke ortasında yer alıyoruz. İHA, SİHA ve TİHA teknolojisinde ise artık dünyanın birinci 3 ülkesi içindeyiz. Burada liderliğe oynuyoruz. Kimi alanlarda dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz, kimi alanlarda rekabetçi eserler geliştiriyoruz. Lakin her vakit söylüyoruz, bizim gayemiz savunma sanayiinde tam bağımsızlık. Yani kritik ve stratejik ne teknoloji varsa, onu kazanmamız gerekiyor. Bu süreçte de yeterli bir yürüyüşümüz olduğunu söyleyebiliriz lakin koşmamız gerektiğinin de farkındayız. Ülkemizin dünyada savunma sanayii alanında en gelişmiş 10 ülke ortasına girme maksadına her geçen gün yaklaşmaktayız. Lakin hâlâ kat etmemiz gereken çok yol olduğunu da biliyoruz” formunda konuştu.
“Dış pazarda Türkiye’nin cazip olabileceği tarafları ortaya koyuyoruz” diyen Demir, şunları söyledi:
“Savunma sanayii diplomasisinde bizim kadar sıcak yaklaşan, bilhassa teknoloji ve bilgi açısından eli açık olan diğer bir ülke tanımıyorum. Bir taraftan bu bilgiyi ve teknolojiyi iş birliği bazında sunarken, kendimiz bir adım ötedeki teknolojiyi takip etmekten ve geliştirmekten geri kalmamamız gerekiyor. O vakit temel olarak bu stratejik alanlarda kendi kendine kâfi olma ve ulusal teknoloji geliştirme üzere bir strateji gütmemiz lazım. Bizler amaçlarımızı gerçek koyarsak ve gerçek stratejiler üretebilirsek aşamayacağımız hiçbir mani kalmayacaktır.
Aslında amaçlarımızın ve stratejilerimizin ne derece gerçek olduğunu gösteren en değerli parametrelerden biri de bizlere zımnî ve açık halde koyulmaya çalışılan ambargolardır. Savunma sanayiinde kelam sahibi ülkeler, pazarlarına yeni bir aktör daha girmesini hazmedemedikleri için bizleri çeşitli engellemelerle yolumuzdan çevirebileceklerini düşünüyorlar. Lakin bütün bu teşebbüsler, bizim kendi gücümüzü ve birikimimizi keşfimiz konusunda bizleri motive ediyor. Ve yeni stratejiler üretebilme konusunda katkı sağlıyor. Bu çeşit teşebbüsler uzun vadede bağımlılıktan kurtulmamızı, özgüvenimizin artmasını sağlıyor.
Savunma sanayiinde gerçekleşen büyümenin sürdürülebilirliğini sağlamanın en temel kaidesi ihracattır. Yalnızca kendi kendine yetebilen değil, ürettiğimiz platformları dünya pazarlarında daha fazla istek görmesini sağlayabildiğimiz vakit, dünyada isminden daha da fazla kelam ettiren bir Türkiye pozisyonuna geleceğiz. İhracatın dilek edilen düzeylere ulaşması için devletten devlete satış ve finans takviyesi üzere hususlarda düzenlemelerin etkinleştirilmesinin yanı sıra; eser çeşitliliğin artması, tasarım kabiliyetlerimiz ile işbirliği yapılacak ülkeler için özel tahlillerin süratli formda üretilebilmesidir.
Dış taleplere yanıt verebilmek için kâfi üretim kapasitesine ulaşmak gayesiyle eko sistemin genişletilmesi, devletlerarası satışa bahis olan platform ihracatının yanı sıra, katma pahalı alt sistem, bileşen ihracatlarının artması değer arz etmektedir. Bu sayede geniş bir savunma sanayii ekosistemi ile hem ihracat fırsatlarının değerlendirilmesinde hem de çoklu kullanım prensibi ile öteki dallara hizmet vermek suretiyle büyümeye devam edeceğiz. Bir yandan da harbe çok daha hazır bir savunma sanayii oluşturmuş olacağız.”