Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yaklaşırken, dünya basınında da iktisadın seçim sonuçları üzerindeki muhtemel tesirleri ile seçim sonuçlarının iktisat üzerindeki mümkün tesirlerini ele alan tahliller yayınlanmaya devam ediyor.
İngiltere’nin Reuters haber ajansından Orhan Coşkun, siyasi partilerin ‘içinden’ isimlere dayandırdığı haberinde, “Seçimi kim kazanırsa kazansın, Türkiye iktisadı ‘kayıp yıl’ ile karşı karşıya kalacak” değerlendirmesini yaptı.
‘EKONOMİ VE PİYASALARDA İSTİKRARSIZLIK YAŞANABİLİR’
Muhalefetin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın klasik olmaktan uzak iktisat siyasetlerini ‘alaşağı etme vaadinde bulunduğunu’ hatırlatan Coşkun, “Bazı anketleri önde götüren ana muhalefet ittifakı, iktisat ve finans piyasalarını devlet denetiminden kurtarma ve Merkez Bankası’na bağımsızlığını geri kazandırma kelamı veriyor; böylece enflasyonun ateşini düşürmek için atılgan bir biçimde faizler yükseltilecektir” dedi.
AK Parti’nin yüzde 44 düzeyindeki resmi enflasyon sayılarına karşın düşük faiz ve yüksek büyüme programını sürdüreceğini söylediğini ve yetkililerin yıllarca Türk Lirası’na istikrar kazandırdıktan sonra ülkedeki döviz rezervlerini tükettiğini kaydeden Orhan Coşkun, “Analistler, muhalefetin kuracağı bir hükümetin, çok pahalanmış liranın zayıflaması ve mali teşvikin ortadan kaldırılmasıyla iktisat ve piyasalarda istikrarsızlık ile karşı karşıya kalabileceğini söylüyor” sözlerini kullandı.
AK PARTİLİ YETKİLİ: İKTİSAT, SEÇİM KAMPANYASINDA ZORLUK YARATIYOR
Analistlerin ‘politika programlarının sıfırı tüketmesi ve yenilenmeye muhtaçlık duyması ile mevcut hükümetin kendi yarattığı dalgalanma ile de karşı karşıya kalabileceğini söylediğini’ aktaran Orhan Coşkun, ismini vermediği AK Partili bir yetkilinin kelamlarına yer verdiği haberinde, AK Partili yetkilinin ‘ekonominin, bilhassa de hayat pahalılığı krizinin seçim kampanyası için zorluklar yarattığını söylediği’ bilgisini paylaştı.
AK Partili yetkili, “Kabul ediyorum; bütçenin durumu çok yeterli değil. Seçim yılları zordur. Bu, kayıp bir yıl üzere olacak” diyerek ‘2024’te daha güçlü bir ekonomik büyüme beklenebileceğini’ söyledi. Reuters’a konuşan yetkili ayrıca AK Parti’nin seçimi kazanması durumunda ‘daha istikrarlı bir programa yönelebileceği’ yorumunda da bulundu.
‘MEHMET ŞİMŞEK GELİRSE ÖNEMLİ BİR DÖVİZ AKIŞI OLUR’
Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de atıfta bulunan AK Partili yetkili, “Şimşek’in gelip dayanak olacağına ve şayet gelirse önemli bir döviz akışı olacağına inanıyorum” dedi.
Öte yandan, üst seviye bir muhalefet yetkilisi de Erdoğan’ın iktisadının ‘enkazını’ devralacaklarını söyleyerek, ellerinde ‘sihirli bir değnek olmadığını’ ve bu sebeple ekonomiyi düzeltmenin vakit alacağını söyledi. Bir öbür muhalefet yetkilisi ise yeni hükümetin ekonomik problemleri anlamaya çalışırken bürokraside ıslahat yapacağını aktardı.
‘2024 KAYBEDEBİLECEĞİMİZ BİR YIL DEĞİL’
Reuters’a konuşan ikinci muhalefet yetkilisi, “2023’ün kayıp yıl olacağı açık lakin 2024 kaybedebileceğimiz bir yıl değil” tabirlerini kullandı. Yetkili, ülke iktisadının önümüzdeki iki yılda yüzde 5 büyümesinin beklendiğini de kelamlarına ekledi.
Capital Economics’ten kıdemli ekonomist Liam Peach ise seçimlerin ‘Türkiye’deki makroekonomik istikrarı sağlayacağı ya da bozacağı’ yorumunu yaptı. Buna göre, Erdoğan’ın seçimi kazanması ‘eş vakitli para ünitesi, bankacılık ve bağımsız borç krizleri’ riskini artırırken, Kılıçdaroğlu’nun kazanması ‘gelecekte enflasyonu sürdürülebilir bir biçimde düşürme yolunda kuvvetli bir güzergah’ manasına gelebilir. (DIŞ HABERLER)