Almanya’da Omicron paniği: Covid kısıtlamaları artıyor

Spor salonlarından yüzme havuzlarına, gece kulüplerinden sinemalara kadar eğlence tesisleri pazartesi gününden itibaren birçok eyalette kapanacak. Şimdiye kadar aşı olmayı kabul etmeyen veya tıbbi nedenlerle yaptıramayanlara daha sıkı koruma tedbirleri uygulanacak.

Noel yaklaşırken, özel toplantılar aşılanmış veya iyileşmiş olanlarla en fazla 10 kişiyle sınırlandırılıyor. Yaklaşık bir yıl önce getirilen tıbbi maske takma zorunluluğu, mağazalarda ve toplu taşıma araçlarında aşı sertifikası gösterme zorunluluğu devam ediyor.

Planın çok daha bulaşıcı Omicron varyantının yayılmasını azaltırken bu esnada da mümkün olduğunca çok sayıda Alman’a destekleyici aşıların yapılması olduğu belirtiliyor. Almanların yaklaşık yüzde 71’inden azı şu ana kadar iki doz aşı aldı ve yüzde 36’dan biraz daha azı destekleyici bir aşı aldı.

AŞILAMA ORANINI ARTIRMAK ÖNCELİK

Şansölye Olaf Scholz, Noel’den önce aşıların 7 Ocak’a kadar nüfusun yüzde 80’ine ulaşması için hedef belirledi. Ancak hükümet pazartesi günü, programın gerisinde olduğunu ve son tarihi ocak ayının sonuna kadar uzatmak zorunda kalacağını kabul etti.

Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, Omicron’un Almanya’dakinden yaklaşık iki ila üç hafta önce olduğu düşünülen İngiltere’deki vakaları yakından gözlemlediğini ve oradaki meslektaşıyla konuştuğunu söyledi.

Omicron şimdiye kadar 16 Alman eyaletinin tümünde tespit edildi, ancak henüz baskın olmaya devam eden Delta varyantı üzerinde üstünlük sağlayamadı.

ÖNLEMLERE KARŞI DİRENİŞLER ARTARAK DEVAM EDİYOR

Ülkede yeni tedbirler alınırken bir yandan da koruyucu önlemlere karşı direnişler görülüyor. Pazar günü Berlin’de ve Bavyera’nın Schweinfurt şehrinde, yeni gösterilerle devam ediyor. Önümüzdeki günlerde ülke genelinde yeni protestolar da planlanıyor.

Hükümet, mevcut önlemlerin yeterli olacağını umarak, ülke çapında daha fazla sokağa çıkma yasağı getirme konusunda isteksiz davranıyorlar.

Bavyera lideri Markus Söder, politikacılar tarafından insanların karantinaya alınması gereken sürenin uzunluğunun semptomsuz olmaları halinde sadece beş güne indirilmesi çağrısına öncülük etti ve aksi takdirde yaşamın büyük bir bölümünün tehlikede olacağını savundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir