ABD basını: “Erdoğan seçimi kaybederse Türkiye’nin S-400 kararı değişebilir”

Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri satın alması ABD ile krize neden olmuş, Washington yönetimi yaptırımlarım devreye sokulacağını açıklamıştı.

Hindistan’ın Rusya’dan 5.43 milyar dolarlık Rus S-400 hava savunma sistemleri satın alması, Washington ile Yeni Delhi arasındaki yakın siyasi-askeri ilişkilerin önünde ciddi engeller oluşturuyor. ABD merkezli The Hill gazetesi, bugün yayımladığı haberinde, Hindistan’ın bu hamlesinin Asya dörtlüsü olarak bilinen ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya arasında da olumsuz sonuçlara neden olabileceği aktarıldı.

Haberde, Çin donanmasının günden güne gelişmesi, Pakistan’ın Çin tarafından desteklenen nükleer ve balistik füze programlara sahip olması ve Hindistan ve Çin’in ortak, savunulması zor sınırlarının olmasının Hindistan’ı her ülke gibi hava savunma sistemlerine duyduğu ihtiyacı artırmıştır denildi.

“F-35 PROGRAMINI TEHLİKEYE ATIYOR”

John Bolton imzalı yazıda, “Ancak Hindistan’ın Ekim 2018’de resmileşen S-400 alımı, kendi stratejik perspektifinden bakıldığında bile bir hataydı. Yeni Delhi, önemli Rus silah satışlarını engellemeyi amaçlayan ve çok sınırlı bir başkanlık feragat yetkisi sağlayan daha önceki ABD mevzuatına doğrudan meydan okudu. Hindistan’ın Çin’in satın aldığı aynı sistemi neden edindiği anlaşılmaz.” ifadeleri yer aldı.

The Hill’deki analiz yazısında, “Washington, Eylül 2018’de Pekin’e yaptırım uyguladı. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 satın alması, bir NATO müttefikinden geldiği için önemli tartışmalara yol açtı. S-400’lerin, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, NATO çapındaki hava savunma yetenekleriyle tamamen uyumsuz olması, ittifakın güneydoğu kanadını potansiyel olarak savunmasız bırakıyor.

Ayrıca Türkiye, 100 adet F-35 sipariş etmişti. F-35’lerin S-400 radarlarına önemli ölçüde maruz kalması, hava savunma operatörüne, görünmez olmalarına rağmen F-35’leri tespit etmede açık bir avantaj sağlayacak ve böylece muhtemelen tüm F-35 programını ölümcül bir şekilde tehlikeye atacaktır. Uzun tartışmaların ardından eski ABD Başkanı Donald Trump, 2020’de Türkiye’yi isteksizce de olsa F-35 programından çıkardı ve ülkeye yönelik ekonomik yaptırımları hayata geçirdi. Ancak, ABD yapımı F-35’lerin ve Rus S-400’lerin Türkiye’deki potansiyel yakınlığı endişe uyandırıyor.” ifadeleri yer aldı.

“KREMLİN, ABD’Yİ ÖNLEMEYE ÇALIŞIYOR”

Yazıda, Trump’ın Türkiye’ye yaptırım uygulama konusunda isteksizlik göstermesinin kararı etkilediği belirtilirken, Hindistan’ın S-400 alımının havacılık ve silah teknolojisi için Rusya’ya geriye dönük bir bağımlılığı yansıttığı öne sürüldü. S-400’lerin teslimatı yakınken, Hintli yetkililer anlaşmanın devamını savunuyor. Ancak bu durumun, Hindistan’ı Rusya’ya bağımlı hale getirebileceği ve ABD yaptırım uygulamaya karar verirse, iki ülke arasındaki ilişkilerin eski dönemlerine dönebileceği tartışılıyor.

The Hill tarafından yayımlanan analiz yazısında, Kremlin’in ABD’nin silah satışının yayılmasını önlemeye çalıştığı ve Yeni Delhi ve Washington’un yakınlaşmasını tersine çevirmek istediği de öne sürüldü. Gazete, Hindistan’ın yabancı silah alımlarındaki yönünün kesinlikle belirsiz olduğunu ifade ederken, geçen hafta Rusya Büyükelçisi Bala Venkatesh Varma, “Son üç yılda savunma ilişkilerimizin gidişatında temel bir değişiklik oldu. Rusya, Hindistan’ın en büyük savunma ortağı olarak tekrar geri döndü.” ifadeleri hatırlatıldı. Öte yandan, uluslararası kamuoyunda Hindistan ve Çin’in yeni S-500 sistemine geçmeyi düşündüğüne dair haberler çıktığı ve bu durumun endişeleri artırdığı bildirildi.

“TAAHHÜDE İHTİYACI YOK”

Yeni Delhi’nin Washington’la oynadığını öne sürenlerin olduğu yazıda, “İyi niyetle bakılsa bile Hindistan, muhtemelen hükümeti ve siyasi bünyesi içindeki rakip görüşler nedeniyle çelişkili sinyaller gönderiyor. Başbakan Narendra Modi’nin gerekçeleri ne olursa olsun, diğer Dörtlü üyelerin Yeni Delhi’nin gelecekteki savunma tedarik stratejilerini daha kesin bir şekilde ifade etmesi için zorlayıcı nedenleri var. Benzer düşüncelere sahip devletler arasında birlikte çalışabilmek için hiç kimsenin, işler daha da ilerlemeden, tam gelişmiş bir siyasi-askeri ittifak taahhüdüne ihtiyacı yoktur.” ifadeleri yer aldı.

“ERDOĞAN GİDERSE KARAR DEĞİŞEBİLİR”

John Bolton imzalı yazıda, “Hindistan’ın gelecekteki tüm silah sistemlerini ABD’den alması konusunda ısrar etmemize gerek yok, ancak şu anda olduğundan daha büyük iş birlikleri iki ülke ilişkileri için oldukça önemli. Birçok Batılı ülke, Rusya’ya ihtiyaç duymadan, Hindistan’ın ihtiyaçlarını karşılama yeteneğine sahiptir. ABD, Japonya, Avustralya ve diğerleri, Hindistan’ın kendi yerli silah üretimlerini geliştirmek için nükleer enerjili denizaltılarla ilgili AUKUS projesi doğrultusunda Hindistan ile savunma işbirliği fırsatları sunabilir.” ifadeleri yer aldı. Bu modelin sadece ABD-Hindistan ilişkilerinde değil, Türkiye dahil tüm ortaklarında kullanabileceği aktarılan yazıda, “Rusya’dan silah satışlarına yönelik yaptırımlardan feragat etmek  Washington’da olağan hale gelirse, sorun büyümeye devam edecek. Hindistan’ın muafiyetinin, Rusya’nın dış-askeri satış ajansı Rosoboronexport’un irade eksikliğimizi istismar etmesini sağlarken, Türkiye’den ve diğer olası alıcılardan benzer muamele taleplerini anında tetikleyeceği kesin. İronik olarak, Türkler yaklaşan seçimlerde Erdoğan’ı görevden alırlarsa, Türkiye uygun koşullarla bir feragatname verebilir, bu nedenle Hindistan sorununun çözülmesine emsal olabilir.” ifadeleri yer aldı.

John Bolton, 2018’den 2019’a kadar ABD’nin eski Başkanı Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı, 2005’ten 2006’ya kadar ABD’nin Birleşmiş Milletler büyükelçisiydi ve 2001-2005 ve 1985-1989’da üst düzey Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulundu. En son 2020 yılında“The Room Where It Happened” isimli kitabı yayınlandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir